CESEDİNİ ARILARIN KORUDUĞU SAHABİ ASIM BİN SABİT(RA)

Medine’li olan Asım bin Sabit, sahabelerin savaşçı kısmından olup babası Sabit, künyesi Ebu Süleyman ve annesinin adı Şemus binti Ebi Amirdir. Medine’de hicretten önce iman eden ilk müslümanlardandır.

Bedir Gazvesinden önce Rasulullah, ashabı ile savaş konusunda istişare ediyordu. Asım bin Sabit söz isteyerek şöyle konuştu. ”Ya Rasulullah!, Kureyş kavmi bize 200 zira veya daha fazla yaklaştıkları zaman yay ve oklarımızı kullanırız. Taş atacak mesafeye gelirlerse taş atarak savaşırız. Mızrak yetişecek kadar yaklaşırlarsa, kırılıp parçalanıncaya kadar mızrakla mücadele ederiz. Kırılınca mızrağı bırakır, kılıçlarımızı sıyırır çarpışmaya devam ederiz.” dedi. Bu konuşmayı beğenen Rasulullah, ”Harbin icabı budur. Bu tarzda çarpışılması lazımdır. Çarpışan ve vuruşan Asım’ın çarpışması gibi çarpışsın.” buyurdu.

Mekke’li azılı müşriklerden biri olan ve Peygamber Efendimiz (ASM)ı öldürmeye çalışan Ukbe bin Ebi Muayt, Bedir Gazvesinde Kureyş ordusunun yenildiğini anladığı zaman kaçıp kurtulmak için atını sürer. At aniden ürker ve onu yere atar. Abdullah bin Seleme de onu esir ederek, Rasulullah’ın yanına getirir.

Rasulullah, Asım bin Sabit’e Ukbe’nin cezalandırılması emrini verir. Ukbe,”Kureyş cemaati içinde neden sadece bir tek ben cezalandırılıyorum.”der. Rasulullah,”Allah ve Resülüne olan düşmanlığından dolayı cezalandırılıyorsun.”buyurur. Asım bin Sabit, Ukbe’ni cezasını verir.

Uhud Gazvesine katılan Asım bin Sabit, Rasulullah’ın yanından biran olsun ayrılmadı. Mekke’li azılı müşrik kadın Sülafe’nin iki oğlu Müsafi bin Talha ile kardeşi Haris bin Talha’yı oku ile öldürür. Bu olay üzerine Sülafe binti Sad, Asım’ın kafasını getirene yüz deve vermeyi vaat etti.

Bedir ve Uhud Gazvelerinde okçuluk hususunda gösterdiği başarılar sebebiyle Asım bin Sabit,”Rasulullah’ın okçusu” diye anılmaya başladı.

İslamiyeti seçen Adel ve Kare kabileleri, kendilerine İslam’ı öğretecek hocalar göndermesi için Rasulullah’a başvururlar. Rasulullah, Asım bin Sabit komutasında 10 kişilik bir sahabi heyetini bu kabilelere gönderir. Asım’ın bu kabilelere gideceğini öğrenen müşrikler 100 okçu ile heyetin geçeceği yola pusu kurar.

Mekke ile Usfan arasında Reci suyu yanında etrafı kuşatılan Asım bin Sabit ve heyeti teslim olmayı ret ettiler ve savaşa hazırlandılar. 100 müşriğe karşı kahramanca savaşan Yedi sahabi şehid olur, 3 ü ise esir alınır. Asım bin Sabit, şehid olmadan önce,”Allah’ım bugüne kadar senin dinini muhafaza ettim. Sen de bugün benim vücudumu müşriklere teslim olmaktan koru.”diye dua eder.

Asım’ın başını alıp Sülafe’ye götürmek isteyen Lihyanlılar cesedin yanına yaklaştıklarında cesedin üzerinde üşüşen arılar aniden onlara saldırır. Cesede yaklaşamayan müşrikler arıların gitmesini beklerlerse de arılar cesetten uzaklaşmaz. Bir süre sonra başlayan yağmur ile meydana gelen sel suları, Asım’ın mübarek cesedini alıp götürür. Cesed bütün aramalara rağmen bulunamaz. Bu olaydan sonra Asım,”Hamiyyü’d-debr” yani ”Arıların koruduğu kişi”lakabıyla anılır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir