BİR ÖMÜR UYGULANAN, MÜSBET HAREKET ETMEK
Müsbet hareket etmek nedir? Menfi hareket etmek nasıldır? Bazı örnekler verilebilir mi?
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bütün ömrü boyunca uyguladığı, tebliğ prensiplerinin bir hülâsası mahiyetinde olan Emirdağ Lahikasında yer alan son mektubu şu cümlelerle başlamaktadır:
“Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır: Vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren, müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.” (Emirdağ Lâhikası)
Müsbet, “ispat edilmiş” demektir. İspat edilen, ortaya konulan istifadeye sunulan, yazılıp kaydedilene müsbet denir. Müsbet imardır, bir eser ortaya koymadır.
Menfî, nefyedilmiş demektir. Nefiy ise sürgün etmek, ortadan kaldırmak, yokluğunu, bir şeyin olmayacağını iddia etmek mânâlarına geliyor.
Müspetler ve menfîler sayısız denecek kadar çoktur. Bunu bazı cümlelerle şöyle ifade edebiliriz:
Allah rızası için çalışmak müsbet; riya, gösteriş ve menfaat için çabalamak menfîdir. Ahlak müspet, ahlaksızlık menfidir. Doğru söylemek müspet, yalan menfidir. İman hizmeti müsbet; küfür ve dalâlete, isyan ve sefahate çalışmak menfîdir.
Allah’a tevekkül etmek müsbet; vazife-i İlâhiyyeye karışmak menfîdir. Asayişi korumak müsbet; kavga ve ihtilâl çıkarmak, huzur ve emniyeti ihlâl etmek menfîdir. Sabır ve şükür müsbet; sabırsızlık ve isyan menfîdir.
İman ve Kur’an hizmeti, insanoğluna yapılabilecek en büyük vazifenin ifadesi ve en büyük müsbetin işaretidir. Kalpten küfür sökülüp atılacak, yerine iman tohumu ekilecektir. Bu işin sonunda, insan iman nimetine kavuşursa, artık bütün âlemlerin yaratıcısını bulmuştur. Bu da bir insanın bu dünyada ulaşabileceği en büyük mutluluktur.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!