ABDULLAH BİN CAHŞ (RA)
Mekke’de İslamın davetini ilk kabul edenlerden birisi olan Andullah bin Cahş, Peygamber Efendimiz(ASM)ın halası Ümeyme’nin oğludur. İslamı kabul eden Abdullah, en büyük tepkiyi,eza, cefa ve işkenceyi en yakınlarından görmüştü. İnanç ve adetlerine körü körüne bağlı olan Mekkeliler, atalarının dinini terk edenlere büyük bir düşman kesilmişlerdi. Abdullah bin Cahş da müşrik hücumlarına maruz kalmış imanı uğrunda karşılaştığı her nevi sıkıntıya razı olmuştu.
Müslümanlar üzerinde baskı zulüm artınca Abdullah bin Cahş, Habeşistan’a giden Müslüman kafileye katıldı. Beraberinde ailesi, iki kardeşi ve hemşireleri de bulunuyordu. Bir müddet orada kaldıktan sonra önce Mekke’ye döndüler, oradan da Mediye’ye hicret ettiler.Abdullah genç yaşında iman davasının fedakâr erleri arasına girmiş zeki, dirayetli ve cesur bir insandı.
Medine’de, Hicret’in 2. senesiydi.Resûl-i Ekrem bir gün Abdullah’a şöyle bir emir verdi: “Yarın sabah okunu, yayını, kılıç ve teçhizatını alarak yanıma gel!”. Hazırlığını yapan silahını kuşanan Abdullah, sabah namazından sonra Hane-i Saadet’in kapısı önünde beklemeye başlamıştı.
Peygamberimiz(ASM), Abdullah’ın emrine askerî bir müfreze teslim ederek onlara kumandan tayin etti. Eline de bir mektup vererek, yola çıktıktan iki gün sonra, istenen yere varınca açmasını tembih etti. Mekke’ye doğru yola çıkan Hz. Abdullah, “Nahle” denen mevkiye varınca mektubu açtı. Mektupta neler yapacağı, nasıl hareket edeceği yazılıydı. Peygamberimiz kendisini, Kureyşlilerin durumunu keşfedip tetkik etmek üzere göndermişti.
Bir müddet sonra Kureyş’e ait bir kafileyi gördüler. Kafile savaş için hazırlık yapan Kureyşlilere malzeme ve erzak taşıyordu. Abdullah, emrindeki sahabelerle beraber kervana baskın yaparak bütün mallarını ele geçirdi. Bu müslümanların ilk ganimetiydi.
Birgün Peygamber Efendimiz(ASM) kendisine şöyle seslendi: “Abdullah! Dünyada en çok özlediğin şey nedir?” Abdullah’ın cevabı: “Benim dünyada en büyük gayem, Allah ve Resûl’ünün sevgisidir. Gözümde başka bir şey yoktur.” oldu.
Uhud Savaşı hazırlıkları yapıldığı esnada, Abdullah bin Cahş, ilk öne çıkanlardandı. Ordu yola çıkmış, Uhud’a gelmişlerdi. Şehadet şerbeti Abdullah’ın burnunda tütüyordu. Bu arzusuna nail olmak için Allah’a yalvarmış, şehadeti istemişti.
Uhud’ta savaş başlamış, Abdullah, arslanlar gibi müşriklerin üzerine yürüyordu. Bir ara elindeki kılıcı kırılıverdi. Bunu gören Peygamber Efendimiz(ASM), yerden bir hurma dalı aldı, kendisine verdi ve onunla çarpışmasını söyledi. Abdullah cihada onunla devam etti.
Savaş sona ermiş, müslümanlar ölü ve yaralıları tespit ediyorlardı. Müşrikler, şehit Abdullah’ı tanınmayacak hale sokmuşlardı. Bütün azalarını kesmişler, perişan halde bırakmışlardı. Bu hale Peygamber Efendimiz(ASM) çok üzülmüştü.
Peygamber Efendimiz(ASM), Abdullah(RA)’ı, dayısı Hazreti Hamza(RA)’la birlikte defnetti. Allah ondan razı olsun!.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!