SİZİN DERS ARKADAŞINIZIM
”Zannederim ki, o enâniyet-i ilmiyeyi fazla taşıyan zatlar da anladılar ki, neşrolunan Sözler, hakaik-i Kur’âniyenin birer anahtarı ve o hakaiki inkâr etmeye çalışanların başlarına inen birer elmas kılıçtır. O ehl-i fazl ve kemal ve kuvvetli enâniyet-i ilmiyeyi taşıyan zatlar bilsinler ki, bana değil, Kur’ân-ı Hakîme talebe ve şakirt oluyorlar; ben de onların bir ders arkadaşıyım. Haydi, farz-ı muhal olarak, ben üstadlık dâvâ etsem, madem şimdi ehl-i imanın tabakatını, avamdan havassa kadar, maruz kaldıkları evham ve şübehattan kurtarmak çaresini bulduk; o ulema ya daha kolay bir çaresini bulsunlar veyahut bu çareyi iltizam edip ders versinler, taraftar olsunlar. Ulemâü’s-sû‘ hakkında bir tehdid-i azîm var; bu zamanda ehl-i ilim ziyade dikkat etmeli.
Haydi, farz etseniz ki, düşmanlarımızın zannı gibi, ben, benlik hesabına böyle bir hizmette bulunuyorum. Acaba, dünyevî ve millî bir maksat için çok zatlar enâniyeti terk edip, firavun-meşrep bir adamın kemâl-i sadakatle etrafına toplanıp, şiddetli bir tesanüdle iş gördükleri halde, acaba bu kardeşiniz, hakikat-i Kur’âniye ve hakaik-i imaniye etrafında, kendi enâniyetini setretmekle beraber, o dünyevî komitenin onbaşıları gibi terk-i enâniyetle hakaik-i Kur’âniye etrafında bir tesanüdü sizden istemeye hakkı yok mudur? Sizin en büyük âlimleriniz de ona “Lebbeyk” dememesinde haksız değil midirler?”(Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektub)
Üstad Bediüzzaman Hazretleri. Risale-i Nurlara sırf ilmi bir enaniyet ve gururdan mesafeli duran bazı alimlere bir ihtar ve ikaz yapıyor. Onların Risale-i Nurlara sahip çıkıp halka öncü ve rehber olmaları gerekirken, mesafeli durmalarıyla bu iman ve Kur’an hizmeti olan Risale-i Nur’lara ciddi zarar verdiklerini ifade ediyor.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri haklı olarak o ulema sınıfına hitaben, ”Ya Risale-i Nurlardan daha mükemmel bir iman eseri ortaya koyun ve ümmetin imanını dinsizlik akımının tesirinden kurtarın, ya da bu manasız benlik ve gururu bırakıp Risale-i Nurların neşrine ve yayılmasına hizmet ve gayret edin.’ diyor.
Üstad Hazretleri, burada bir başka şeye de dikkat çekiyor, ”Ben farzı muhal olarak, bu iman hizmetinde benliğim hesabına hareket ediyor olsam bile, iman hizmeti ve masum avam tabakasının kurtuluşu için yine Risale-i Nurlara sahip çıkmak sizin boynunuzun borcudur.”hakikatini dile getiriyor.
Üstad Hazretleri, bir kısım alimler için bu ikazları yapıyor. Ve Onları, ilminizle, enaniyete, gurura kapılıp, Risale-i Nur’lara soğuk durmamalarını ikaz ediyor. ”Ben de sizin bir ders arkadaşıyım.”diyerek onları iman, Kur’an hizmeti olan Risale-i Nur’a sahip çıkmaya çağırıyor.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!