BEDİÜZZAMAN İSMİNİN VERİLMESİ

Üstad Said Nursi Hazretlerine, ”Bediüzzaman” ünvanı ne zaman ve kim tarafından verilmiştir?

Sözlük manası olarak Bediüzzaman, zamanın harikası, zamanın benzersizi, kendi zamanının eşsiz şahsiyeti, benzeri görülmemiş, garibi, emsali olmayan harikasıdır. Tarihte Bediüzzaman El-Hamadani, Bediüzzaman El-Cezeri ve çağımızda Bediüzzaman Said Nursi bu ünvan ile tanınmışlardır.

Molla Said ismiyle tanınan Üstad Said Nursi Hazretleri 15 yaşında iken İslam alimlerinin bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan sonunda Siirt’li Molla Fethullah tarafından kendisine Bediüzzaman ünvanı verilmiştir. 1892-93 yılarından itibaren Molla Said, Bediüzzaman ünvanı ile anılmaya başlamıştır.

Üstad Bediüzaman Hazretleri, ”Emirdağ Lahikası” adlı eserinde bu ünvanı hakkında, ”Meraklı kardeşimiz Re’fet Bey, Bediüzzaman Hamedani’nin üçüncü asırdaki vazife ve te’lifatı hakkında malumat ister. Ben o zat hakkında yalnız harika zekaveti ve kuvve-i hafızası bulunduğunu biliyorum. Elli beş sene evvel üstadlarımdam Siirt’li Molla Fethullah Eski Said’i ona benzetmiş, onun o ismini ona vermiş.” değerlendirmesini yapmaktadır.

Şualar adlı eserinde yine Üstad Bediüzzaman Hazretleri ünvanı ile ilgili olarak, ”Bütün kıymet, bir mucize-i Kur’aniye olan Risale-i Nur’dadır. Hatta eskiden beri taşıdığım Bediüzzaman ismi onun imiş, yine ona iade edildi.”

”Hem şimdi anlıyorum ki, eskiden beri benim liyakatim olmadığı halde, bana verilen “Bediüzzaman” lâkabı benim değildi. Belki Risale-i Nur’un mânevî bir ismiydi; zâhir bir tercümanına âriyeten ve emaneten takılmış. Şimdi o emanet isim, hakikî sahibine iade edilmiş.”

Bediüzzaman ünvanı ile kendisine sorulan sorulara ise Üstad Said Nursi Hazretleri şöyle cevap vermiştir:

”Sual: Sen imzanı bazen ”Bediüzzaman” yazıyorsun. Lakap medhi ima eder.

Cevap. Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlakım, suretim gibi ve üslub-u beyanım elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekte revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslüp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu ünvanın lisan-ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım, ”bedi” acip demektir.”(Hutbe-i Şamiye)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, kendi tabiriyle,” Emma ba’d: Şu fakir, garip Nursi ki, ”Bid’atüzzaman” lakabıyla müsemma olmaya layık iken, haberi olmadan ”Bediüzzaman” ile meşhur olan biçare, tedenni-i milletten ciğeri yanmış gibi feryad ü figan ederek, ”Ah, ah, ah! Va esefa!” (Muhakemat)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir