SİNEKLERE DÜŞMAN OLMA

”Ey hodgâm insan!

Sineklerin binler hikmet-i hayatiyesinden başka, sana âit bu küçücük faydasına bak, sinek düşmanlığını bırak: Çünkü, gurbette, kimsesiz, yalnızlıkta sana ünsiyet verdiği gibi, gaflete dalıp fikrini dağıtmaktan seni ikaz eder.

Ve lâtif vaziyeti ve abdest alması gibi yüzünü, gözünü temizlemesiyle, sana abdest ve namaz, hareket ve nezâfet gibi vazife-i insâniyeti ihtar eder ve ders veren sineği görüyorsun.

Hem sineğin bir sınıfı olan arılar, nimetlerin en tatlısı, en lâtifi olan balı sana yedirdikleri gibi, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânda, vahy-i Rabbânîye mazhariyetle serfirâz olduğundan, onları sevmek lâzım gelirken, sinek düşmanlığı, belki insana dâimâ muâvenete dostâne koşan ve her belâsını çeken o hayvânâta düşmanlığı gadirdir, haksızlıktır. Muzırların yalnız zararlarını def için mücâdele olabilir.

Meselâ koyunları kurtların tecâvüzünden korumak için onlara mukàbele edilir. Acaba hararet zamanından vücudun idaresinden fazla olan kanın çoğalması ve bulaşık ve bazı mevâdd-ı muzırrayı hâmil evridede cereyan eden mülevves kana musallat, belki memur olan sivrisinek ve pireler fıtrî haccâmlar olmasınlar mı? Muhtemel…” 

سُبْحَانَ مَنْ تَحَيَّرَ فِى صُنْعِهِ الْعُقُولُ 
(San’atına, akılların hayran olduğu Allah, her türlü kusur ve noksandan münezzehtir.)(Lem’alar, Yirmi Sekizinci Lem’a)
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, sinek ile tevhid ve marifet dersi vererek, sineğe iman gözü ve iman kulağı ile bakıp, dinlememizi bize söylüyor. Ses çıkararak insanların dikkatini üzerine çeken sinek, bizlere, “Ben Allah’ın bir eseri bir sanatıyım. Hem de öyle bir sanatıyım ki, uçak, helikopter bile benim kötü ve hantal birer taklidim.” demek istiyor. İnsan iman gözü ile sineğe baksa, sineğin yaratılışındaki muazzam bir sanat ve estetiği görür. Biz insanlar ise buna dikkat etmiyoruz.  “Sinek işte!..” deyip geçiyoruz.
Birşeye daha dikkat çekiyor, Üstad Hazretleri, kimsesiz, yalnız bir halde kendimizi kabul edelim. Ortada bitki,hayvan hiçbir şey yok. Can sıkıntısından bunalacağımız anda, etrafımızda bir sineğin vızıldayarak dolaştığını görsek, ne yaparız acaba? İşte o zaman sineğin ne güzel bir arkadaş ve ne güzel ses çıkaran bir dost olduğunu hissederiz. Bu hali, Üstad Hazretleri, ‘gurbette, kimsesiz, yalnızlıkta sana ünsiyet verdiği gibi, gaflete dalıp fikrini dağıtmaktan seni ikaz eder.” sözüyle bize sunuyor.

İnsan, dünyada birçok şeyin kıymetini alışkanlık yüzünden fark edemiyor. Su içindeki balığın, suyun kıymetini takdir edemediği gibi, insan da etrafında şenlik olan ve bir vazife üzerine hareket eden börtü böceğin kıymetini bilemiyor.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir