GENÇLİK REHBERİ NAŞİRİ: ABDULMUHSİN ALEV

 

Abdulmuhsin Alev, veya risalelerde bilinen adıyla Muhsin Alev 1931 Konya doğumludur. Muhsin Alev, 1944 senelerini takip eden okul yıllarında, Konya’da Risale-i Nur’ları tanır. Zübeyir Gündüzalp Ağabey’le beraber Nur hizmetlerini yürüten gençler içinde yer alır.

Muhsin Alev, Nur hizmetlerinde olduğu kadar bazı mahkemelerde de Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yanında bulunur. Afyon mahkemesinin bekleme koridorunda Üstad Hazretleri’nin başını kendi omuzuna yaslamasını, hayatı boyunca hiç unutamayacağı bir anı olarak anlatır.

1952 senesinde İstanbul’da, Üstad Bediüzzaman Hazretleri aleyhine açılan mahkemenin bir sanığı da Muhsin Alev’dir.  1952 yılında İstanbul da basılan ”Gençlik Rehberi” Mahkemesini hatıralarında anlatan Muhsin Alev, o günleri şöyle dile getirir:

”1952 yılı Gençlik Rehberi davasında ben şahit, Üstad ise maznundu. Üstad Bediüzzaman Said Nursi 1951 senesinde, ‘Abdulmuhsin Gençlik Rehberi’ni bastırsın’ diye İstanbul’a haber göndermiş. Gençlik Rehberinden Salih Midillioğlu’nun sahibi olduğu Tecelli Matbaa’sında iki bin adet bastırdık. Babıâli Yokuşu’nda bir handa ciltçi vardı, ben kitapları o ciltçiye götürüyordum. O sırada polisin matbaaya baskın yapacağı haberini aldık. Polis matbaaya gelmiş, burada Salih, Halil, Mustafa diye birileri var mı diye sormuş. Bize çırağı göndermişler. Çırak, matbaaya polis geldi diye haber verdi bize. O gece yarısı Gençlik Rehberi kitaplarını ben, Mustafa Oruç ve Salih Midillioğlu üçümüz sırtımıza yükledik, Babıâli Yokuşu’ndan ofise taşıdık. Ertesi günü polis matbaayı basmış. Bir tane kitap geçiyor ellerine, başka bir şey bulamıyorlar. Ciltçi ise kendisine bir tane Gençlik Rehberi ayırmış, onu da ondan almışlar. Altı ay beni yakalayamadılar.”

Muhsin Alev’in 1952 yılında İstanbul’da bastırdığı Gençlik Rehberi davası o ylların en popüler olayları arasında yer almıştır. O günün gazeteleri baş sayfalarında bu olaya büyük yer vermişlerdir. İşte o yılların gazetelerinden birinin o olayla ilgili haberi:

“Gençlik Rehberi” isimli risalesi ile dinî propaganda yapmaktan sanık, seksen beş yaşında Sait Nursî’nin son duruşması dün Birinci Ağır Ceza Mahkemesinde yapılmıştır. Bundan evvelki duruşmalardaki izdihamı önlemek maksadiyle, duruşma saatinden önce, İkinci Şube Müdür Muavini Nusret Özdemir riyasetinde inzibat tedbirleri alınmış ve salon polis kordonu ile kuşatılıp, meraklı bir grup muhakemeyi kordon dışından takib etmiştir.Mahkeme heyeti yerini aldıktan sonra ilk olarak “Gençlik Rehberi” isimli risaleyi Tecelli Matbaasında bastıran Edebiyat Fakültesi Felsefe Şubesi 6’ncı sömestr talebesinden Muhsin Alev dinlendi ve şunları şöyledi:

“Sait Nursî hocayı Afyon’da yapılan bir muhakemeden tanırım. Onun “Gençlik Rehberi”ni okudum. Bu eser benim ahlâkım ve iradem üzerinde büyük tesirler yarattı. Bu tesirden arkadaşlarım da istifade etsin diye risaleyi bastırmayı düşündüm. Kitabın basılmasında kanunî bir mahzur olup olmadığını tanıdığım avukatlara sordum. Mahzurlu olmadığını söylediler. Hattâ risaleyi basan Tecelli Matbaasının sahibi Salih’e de “izin almak lâzım mı?” diye sordum. “Basılsın, sonra resmî makamlara birer adet yollarız” dedi. 200 liraya 2000 adet basmayı kabul etti. Ben de aldığım risaleleri birer liradan sattım.”

Reis, Muhsin Alev’e eski yazı bilip bilmediğini sordu. 21 yaşında olduğunu söyleyen Muhsin, “küçük yaştanberi arap harfleri ile okuyup yazmayı öğrendim” dedi. Sözlerine devam eden Muhsin Alev, Şark ve Garbın eserlerini okuduğunu, sonra Risale-i Nur eline geçtiğini; bu eserlerden aklı, fikri, ruhu ve kalbi son derece müstefid bulunduğunu, irade ve ahlâkı üzerinde mühim tesirler yaptığını;”Gençlik Rehberinin, gençlerin îman ve ahlâkını temin ve muhafaza yolunda büyük tesiri olması dolayısiyle, bir hizmet-i vataniyye yapmak emeliyle bastırdığını, suç mahiyetini haiz bir şey görmediğini.” söylemiştir.”

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1952 İstanbul Gençlik Rehberi Mahkemesi, üç celsede beraatla neticelenmiştir. 1953’de Samsun Mahkemesi dolayısıyla tekrar İstanbul’a gelen Said Nursi Hazretleri, üç ay daha İstanbul’da kalmıştır. Muhsin Alev, hem 1952’de, hem de 1953’de Hz. Üstad’ın hep yanında bulunmuştur.

Muhsin Alev, Son Şahidler isimli eserin 4. cildinde yer alan hatıralarında, Üstad Bediüzzaman’ın en son telif ettiği Nur Âleminin Bir Anahtarı isimli risaleyle ilgili örnek bir hadiseyi şöyle aktarır:

“İstanbul’da 1953 senesi baharında en son eseri Nur Âleminin Bir Anahtarı’nı telif edip bitirmişti. Bu eserine bir isim koymak istiyordu. Ders vermek ve hem de istişârenin ehemmiyetini bildirmek için, bize sordu, istişâre yaptı. Neticede Nur Âleminin Bir Anahtarı isminde karar kılındı ve esere bu isim verildi.”

Muhsin Alev 1954 yılında Almanya’ya gitmiştir. Buradaki yaptığı hizmetleri ise, 1992 yılında yapılan sempozyumda, konuşan Doç. Dr. Ursula Spuler, şöyle anlatmıştır:

“Bediüzzaman Said Nursi, 1954’te talebesi Muhsin Alev’i Berlin’e göndermiştir. Bundan önce de Berlin Camii imamına Zülfikar isimli eserini göndermiştir. Muhsin Alev, Berlin’de güzel bir hizmet başlattı ve zamanla teşekkül eden cemaat Berlin’de bir matbaa kurulmasına muvaffak oldu. Türkiye’de basma imkânı bulamadıkları tevafuklu Kur’ân’ı burada bastırdılar. Ben böyle bir kitaba sahip olmakla kendimi mutlu addediyorum. Nur talebeleri daha sonra Risale-i Nurdan değişik eserleri Berlin’de Türçe olarak basarak Türkiye’ye göndermişlerdir.”

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir