GENÇLİK BİRGÜN ELDEN GİDECEK
Beşinci Mesele
Gençlik Rehberinde izah edildiği gibi, gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermanlar müjde veriyorlar.
Eğer sefahete sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir; öyle de, gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevâlinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücâzâtlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübeyle tasdik eder. Meselâ, haram sevmekte, bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi çok ârızalarla o cüz’î lezzet zehirli bir bal hükmüne geçer. Ve o gençliğin suiistimâliyle gelen hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere ve kalb ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizliğinden neş’et eden sıkıntılarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor. Elbette, ekseriyetle gençlerin gençliğinin suiistimalinden ve taşkınlıklarından ve gayr-ı meşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin.
Eğer istikamet dairesinde gitse, gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlâhiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak âhirette gayet parlak ve bâki bir gençlik netice vereceğini, başta Kur’ân olarak çok kat’î âyâtıyla bütün semâvî kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar. Madem hakikat budur. Ve madem helâl dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.”(Asa-yı Musa)
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, hayatın ve ibadetlerin en güzel ve en sağlam yapılacağı dönem olan gençlik dönemine dikkat çekiyor. Genç insan, güçlü, enerjik olduğu için, ibadetlerini kolay ve daha güzel yapar. Fakat, ihtiyarlıkta kuvvet ve takati zayıflayan insan yaptığı ibadetin tam hakkını veremeyebilir.
Namazı, tadil-i erkanına uygun bir şekilde kılar, sıhhati yerinde olduğu için oruç ibadetini rahatlıkla yerine getirebilir. Yaşlılıkta bel bükülür, takat kalmaz, dizler ağrır oturup kalkmak zorlaşır. Çeşitli hastalıklar yaşlılıkta baş gösterir oruç tutma zorlaşır, kimi zaman da hiç tutamayıp fidye vermek zorunda kalır.
İşte, Üstad Hazretleri, gençliğin bu güzelliklerine işaret ederek, ”Eğer istikamet dairesinde gitse, gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlâhiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak âhirette gayet parlak ve bâki bir gençlik netice vereceğini, başta Kur’ân olarak çok kat’î âyâtıyla bütün semâvî kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar.” diyor.
İnsan cenneti ve cehennemi gençlik döneminde kazanır. Enerjik bir dönem olduğu için günahlara da müsait bir dönemdir. Bu sebeple cehennem amellerinin büyük bir kısmı, yani günahlar bu dönemde işlenir. Hapishane, hastane, meyhane gibi yerlerdeki adamlara sorulsa buraya neden düştün diye, hepsi gençliğin taşkınlıkları yüzünden diyeceklerdir. Gençlik hayırlı işleri yapmakta kuvvetli bir vasıta olduğu gibi, şerli işleri yapmakta da kuvvetli bir vasıtadır.
Üstad Hazretleri, son cümle ile herşeyi özetliyor: ”Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.”
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!