ŞEHİD OLACAĞINI HABER VERİYOR

Hâfız Ali’nin bir fıkrasıdır ki küçük bir meselede, “Gücendin mi?” diye istifsar münâsebetiyle yazılmıştır. Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem; Hayatımın her safhasından kıymetli ve o hayatı, pervâne-misâl, bir…

ÇOK İSTİFADE ETTİM

Yirmi Altıncı Mektubu büyük sevinçle aldım. Defaatle, dikkatle, merakla, muhabbetle, lezzetle okudum ve neticede, “Duanız olmazsa ne değeriniz var?” ferman buyuran Zât-ı Zülcelâle ubudiyetle intisabım hasebiyle ve abdiyetin…

KİMİ KİME ŞEKVA EDEYİM

  Hâkim, kendisi müddeî olsa, elbette “Kimden kime şekvâ edeyim, ben dahi şaştım,” benim gibi biçarelere dedirtir. Evet, şimdiki vaziyetim hapisten çok ziyade sıkıntılıdır. Bir günü, bir ay haps-i münferit kadar…

FENDEN, İLİMDEN GELEN DALALET

Efendiler! Dalâlet ve fenalıklar cehaletten gelse, def etmesi kolaydır. Fakat fenden, ilimden gelen dalâletin izalesi çok müşküldür. Bu zamanda dalâlet fenden, ilimden geldiği için, ancak onları izale etmeye ve nesl-i âtiden o…

İNSAN BİRBİRİ İLE MEŞVERETE MUHTAÇ

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَشَاوِرْهُمْ فِى اْلاَمْرِ  “İşlerinde onlarla istişâre et.” (Âl-i İmrân Sûresi, 159  ayet) emriyle, kardeşlerimle bir meşverete muhtacım. Aziz sıddık…

RİSALE-İ NUR SIRF AHİRETE BAKAR

Evet, efendiler! Gerçi Risale-i Nur sırf âhirete bakar; gayesi Rıza-yı İlâhî ve imanı kurtarmak ve şakirtlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve ebedî haps-i münferitten kurtarmaya çalışmaktır. Fakat…

SEVAP VE ŞEREF HEPİMİZİNDİR

Ey Üstad; Kur’ân’ın bir mâkesi olan yazdığın risaleler, senin ne büyük üstad olduğunu kabul ve teslime kâfidir. Sen ki, ey aziz Üstad, İslâmiyet üzerine çöken zulmet ve gaflet perdelerini risalelerinle yırttın. O mülevves…

”ŞEKER” MEKTUBU

Âhiret kardeşlerime mühim bir ihtar İki maddedir. Birincisi: Risale-i Nur’a intisap eden zâtın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran, “Risale-i Nur talebesi”…

İMANLA KABRE GİRMEK

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ دَقَائِقِ الْفِرَاقِ Aziz, mübarek, sıddık, sadık, ruhum, canım kardeşlerim; Sizin beni çok…

AVRUPA, SEMAVİ TOKAT YEDİ

Aziz kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim; Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden…