ALİL ALİ OSMAN ÖZTOP
Alil Ali Osman Öztop, Isparta’nın Atabey ilçesinde 1913 yılında dünyaya gelmiştir. İlkokul tahsilinden sonra çiftçilik yaparak geçimini sağlamıştır. Ali Osman, 20 yaşlarında iken geçirdiği bir hastalık sebebiyle yürüyemez hale gelir. Deriden altına bir altlık ve ellerine de birer ellik yapılan Ali Osman, yere dayanarak yüremeye çalışıyordu.
Kötürüm Ali Osman’nın hayatı 1938 ve 1939 yıllarında evine gelen Tahiri Mutlu’nun ziyareti ile değişti. Tahiri Ağabey onu Risale-i Nur’larla tanıştırdı. O tarihten sonra kendini tamamen Risale-i Nur’a vakfetti. Alil Ali Osman, Üstad Bediüzzaman Hazretlerine,
” Çok Azizi, çok sevgili ve çok muhterem ve şefkatli Üstadım Efendim Hazretleri!” diye başlayan mektubunda şunları dile getirir:
”Sevgili Üstadım! Biz, mübarek nurlarınızı burada ümmi talebeniz Çilingir vasıtasıyla herkese hatta her eve ulaştırıp okutmakta ve neşrine çalışmaktayız ve nurlar takdir edilmektedirler. Cenab-ı Hakk’ın lûtfu ve siz sevgili Üstadımızın dua-i himmetleri ve nurların tesiriyle Cenab-ı Hak bizlere yoldaş verip bu hafta iki tane Asâ-yı Mûsa siz sevgili Üstadımızın mübarek elleriyle tashih ettiğiniz bir müsveddeden tashih ediyoruz. Ve bu arada tashih için gelecek arkadaşlarım gelinceye kadar da ikinci vazife Zülfikar’ı yazıyorum. Onuncu Söz zeyliyle ve Yirmi Beşinci Söz zeyilleriyle beraber hemen bitmek üzere. Yetmiş sayfa kadar bir şey kaldı. Ondan sonra On Dokuzuncu Söz’ü Cenab-ı Hakkın müsadesiyle ve dualarınız himmetiyle bu mübarek şuhurlarda hitam buldururum inşallah.”
Ali Osman’ın mektubu, ”Allah’ıma şu dünyadaki bütün zerratlar adedince hamdolsun, şu zamanın hattâ mazi ve müstakbelin de en büyük ve en mühim üleması olan Risale-i Nur’u bizlere bahşetmiş.” (El yazması Osmanlıca Emirdağ Lahikası) sözleri ile son bulur.
Güzel yazısı olan Ali Osman kitap ciltleme işini de iyi bilmektedir. Yazılan risaleleri ciltlemeye başlar.Eğirdir’deki hizmetlerinden dolayı Ali Osman’ı tebrik eden Üstad Bediüzzaman Hazretleri ona şöyle bir mektup yazar:
”Atabey’li Alil(Kötürüm) Ali Osman’ın yazdığı uzun mektubu ve Asa-yı Musa Risalesi ve nurların neşrinde cidden tesirli çalışması ve hizmet-i Nuriye de çok çalışkan Çilingir Ali ile dayısı Hasan’ın ona yardım etmesi ve mübarek hülyaları ve tevafukları bizleri ferahlandırdı. Eğirdir kasabasını bana ziyade sevdirdi. Cenab-ı Erhamürrahimin onlardan razı olsun.” (Emirdağ Lahikası)
Isparta ve ilçelerinde Risale-i Nur’u neşir ve ciltleme ile büyük hizmetler yapan Alil Ali Osman ile ilgili Lahika mektuplarında birçok bahis bulunur, bazıları şöyle:
”Salisen: Hüsrev’in mektubunda, Atabeyli kötürüm Ali ve Eğirdirli Kâzım’ın Nur’lara tam şevkle hizmetleri, hattâ ruhanîleri de onları tebrike ve tahsine sevk eder. Ve Ali Köyünden bana mektup yazan on dört yaşındaki Mustafa Yeşil, pederiyle, hem Kur’ân’a, hem Nurlara hizmetleri ve üç Alilerin gayret ve himmetleriyle o köy mâsumları Risale-i Nur’a çalışmaları, değil yalnız beni, belki umum Nur şakirtlerini tahsine ve şükre sevk eder.” (Emirdağ Lahikası)
”Alîl Ali Osman ve Çilingir Ali, Nur’un pek çalışkan kardeşlerimizin tebriklerini ruh u canımızla hem bayramlarını, hem Leyle-i Kadirlerini, hem harika ve kıymetli ve çok sevaplı hizmet-i Nuriyelerini tebrik ediyoruz ve muvaffakiyetlerine ve mahfuziyetlerine dua ediyoruz. Onlar, Nur dairesini ebede kadar bir cihette minnettar ettiler. Allah razı olsun, âmin.
Ali Osman, mektubunda isimleri bulunan kardeş ve hemşirelerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz ve dualarını istiyoruz. Ve mübarek bir kardeşimiz olan Kâzım’ın ruhuna Cenâb-ı Hak binler rahmet eylesin ve kabrini pür-nur etsin. Âmin.
Ali Osman’ın mübarek kaleminin bir kerametidir ki, gönderdiği on beş parça risalecikler, aynı vakitte Konya Medrese-i Nuriyesinin iki mühim şakirdi geldiler, aynı o risaleler bize lâzımdır dediler, onlara verildi. Ali Osman’a daha geniş bir sahada sevap kazandıracaklar. Umuma birer birer selâm ve dua ediyoruz.”(Emirdağ Lahikası)
”Salisen: Nur santralı Sabri’nin (r.h.) Lâhikaya girecek güzel mektubu ve Ali Osman ve Çilingir Ali’nin Nurların neşrindeki kudsî hizmetleri ve İbrahim Edhem’in Balıkesir ve sair taraflarda tesirli faaliyeti ve onun irşadıyla çokların Nur dairesine girmesi ve Ahmed Fuad’ın da Eflâni havalisinde Hasan Feyzi gibi faaliyeti ve şiddetli alâkası; ve Konyalı Sabri’nin genç mekteplilerin çoklukla Nur dairesine girmelerine çalışması ve başta müfessir, hacı ve hoca Vehbi Efendi ve Konya ulemasının Nurlara karşı hüsn-ü teveccühleri ve tasdikkârane münasebetleri; ve muallim Abdurrahman İhsan’ın hasbihal mektubundaki samimî ve ciddî Nura alâkadarlığı; ve Tavşanlı Vâizi Osman’ın mektubunda pek samimî ve ciddî iki üç zatın Nur şakirtliğine kemâl-i ciddiyetle girmeleri; ve Eğirdir köylerinde Ali Osman’ın ve Halil İbrahim’in tasdikiyle çok hâlis Nurcuların yetişmesi; ve Ankara dârülfünununda Nura ehemmiyetli hizmet eden ve Kastamonu’da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara’daki Abdurrahman’ın oğlu Vahdet’i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah’ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekârâne yazması ve orada okuyucuların çok olmasıyla ellerindeki risalenin kâfi olmadığına ve Konyalı arkadaşı Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neşretmeleri; ve Aydın tarafında inşaallah bir Ahmed Feyzi hükmünde, Nurlarla gayet alâkadar Ali Akdağ’ın güzel ve samimî mektubundaki duaları ve tavsifleri ve Nurun tesirlerini hissetmesi gibi fıkraların mealleri, bizi ve Nur dairesini tamamıyla mesrur ettiği gibi, bu bayramda da büyük bir mânevî hediye olarak kabul ediyoruz. Cenâb-ı Hak, onların umumundan razı olsun. Hususî ve ayrı ayrı mektup yazamadığımdan gücenmesinler.” (Emirdağ Lahikası)
Kötürüm Ali Osman, 6 Mart 1948 yılında birçok Nur Talebesi gibi Isparta’da tevkif edilir. Afyon Hapishanesine gelen Alil Ali Osman, 22 Mart günü Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte mahkemeye gider. Afyon Cumhuriyet Savcılığı onu serbest bırakır ve gıyabi yargılanır ve yargılandığı davadan beraat eder.
1950 yılında hastalan Alil Ali Osman, uzun süren tedaviye rağmen 10 Ekim 1950 yılında 37 yaşında vefat eder. Ali Osman’ın vefat haberini alan Üstad Bediüzzaman Hazretleri şu mektubla, ”Rabian: Ali Osman’ın vefatıyla hem akrabasını, hem Medresetü’z-Zehra ve Nur dairesini tâziye ediyorum. Ve onu da tebrik ediyorum ki, vazifesini tam yapmış ve şimdi de Nur kahramanları Hâfız Ali ve Hâfız Mustafa yanında duama dahildir. Umum kardeşlerime binler selâm.” (Emirdağ Lahikası) taziye eder.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!