DÜNYANIN ÜÇ ”M” Sİ
”Ehl-i dalâletin vekili der ki: “Ehâdisinizde dünya tel’in edilmiş, cîfe ismiyle yad edilmiş. Hem bütün ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat dünyayı tahkir ediyor, ‘Fenadır, pistir’ diyorlar. Halbuki, sen bütün kemâlât-ı İlâhiyeye medar ve hüccet, onu gösteriyorsun ve âşıkane ondan bahsediyorsun.”
“Elcevap: Dünyanın üç yüzü var.”
“Birinci yüzü Cenâb-ı Hakk’ın esmâsına bakar. Onların nukuşunu gösterir. Mânâ-yı harfiyle, onlara aynadarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz mektubat-ı Samedâniyedir. Bu yüzü gayet güzeldir; nefrete değil, aşka lâyıktır.”
“İkinci yüzü âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır.”
“Üçüncü yüzü insanın hevesâtına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel’abe-i hevesâtı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünkü fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır. İşte, hadiste varid olan tahkir ve ehl-i hakikatin ettiği nefret, bu yüzdedir.”
“Kur’ân-ı Hakîmin kâinattan ve mevcudattan ehemmiyetkârâne, istihsankârâne bahsi ise, evvelki iki yüze bakar. Sahabelerin ve sair ehlullahın mergub dünyaları evvelki iki yüzdedir.” (Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, burada dünyanın üç yüzüne dikkatimizi çekiyor. Dünyanın, Üç M ile kısaltabileceğimiz üç yüzü vardır. Üç M yi açalım. Mektep yüzü, Mezraa yüzü ve Mel’abe-i hevesat yüzüdür.
Mektep yüzü, eskilerin deyimiyle mektep, şimdilerde ise okul. İnsan mektebe, okula niye gider? Öğrenmeye ve öğrendiğini talim etmeye. İşte dünyanın bu mektep yüzünde, Allah’ın isim ve sıfatları öğrenilir ve talim edilir. Bu yüze küsmek, darılmak ve onu kötü görmek, ondan yüz çevirmek olurmu? Olmaz. İnsanın, dünya da en mühim gayesi Allah’ın isim ve sıfatlarını öğrenip hayatına uygulamaktır.
Gelelim dünyanın ikinci yüzüne. Üstad Hazretleri ne diyor. Mezra, yani ekilen biçilen yer tarla. Bu yüz de ahiret hayatının tarlasıdır. Bu yüzde insan ahiret alemi için gerekli olan azık ve mahsulü temin eder. Burada eker, orada biçer. Bu yüzü de terk edip küsmek olmaz.
Üçüncü yüzü ise mel’abe-i hevesattır (oyun ve eglence yeri). Dünyanın bu yüzü nefis ve onun arzuları için oyun yeridir. Tehlikeli ve küsülmesi gereken yüzdür.İnsanları gaflet ve sapıklıga atan Allah ve ahireti unutturan yüzdür. İşte insan bu yüze var gücü ile küsmesi ve onu terk etmelidir.
Müminler, bilhassa Nur Talebeleri, dünyanın bu üçüncü yüzüne hiç bakmamalıdır. Bakarsa da iman hesabına ve onu ilgilendiren bölümüne bakmalı, dünyanın lüzumsuz işlerinin iman ve Kur’an hizmetine set olmamasına çalışmalıdır.
Burada bir önemli konuda, 3 M’yi. Yani, Mektep, Mezra ve Mel’abegah’ı, insanın iman ve İslamiyet ile terbiye edebilmesidir. Okulda öğrenilen olumlu fen ve ilimleri vahiyle besleyip aklı tefekküre yönlendirmek. Mezra’yı ekerken ibadet ve ubudiyeti unutmaması. Mel’abegah’ı, nefsi de terbiye edip, onu helal dairedeki zevklere ve keyfe razı etmektir.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin, bu konudaki bize ikazı ise şöyle: “Biz Risale-i Nur şakirtleri dünyaya çok ehemmiyet vermediğimizden, dünyaya yalnız Risale-i Nur için baktığımızdan, bu yağmursuzlukta dahi o noktadan bakıyoruz.” (Emirdağ Lahikası)
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!